İNSAN DENEN MEÇHUL
Alexis Carrel’ın “İnsan Denen Meçhul” isimli eserinin ismini yazımızın başlığı olarak kullandık.
Sosyal ve psikolojik bir varlık olan insanı maddi ve manevi bütün yönleriyle açıklayan Nobel ödüllü bir kitap…
İnsanın kendini tanıması ve hayatı daha iyi yorumlaması için okunması gereken kitaplardan biri…
Yalnız biz insanı, maddi ve manevi / olumlu ve olumsuz tüm yönleriyle Kur’an’da anlatıldığı şekilde tanımak istiyoruz.
İnsan; Arapça “ins” kelimesinden türetilmiş olup “beşer, insan topluluğu” anlamına gelir.
“Ahdini unutması” sebebiyle de bu ismi aldığı ileri sürülmüştür.
Bazen “alışan, uyum sağlayan”,
Bazen “cana yakın olan”,
Bazen de “sosyal varlık” olarak tanımlanmıştır insan.
Öyle ki; Kur’an’da tekil olarak 65 yerde “insan”, çoğul olarak 230 yerde “nas”, 18 yerde kelimenin kökeni olan “ins” ve bir yerde de “insi” olarak yer almış ve “olumlu” ve “olumsuz” bütün yönleriyle ele alınmıştır.
Allah; onu “iki eliyle” yani özel olarak özenle yaratıp varlık alanına çıkarmış,
“Ahsen-i takvim” olarak yaratıkların en güzeli ve en mükemmeli olarak yaratmış,
Ruhundan bir “soluk” üflemiş,
Ona “isimlerin tamamını” öğretmiş,
“İlim ve hikmetle” donatılarak varlık şemasını kavratmış,
“Üstün ve onurlu” yaratılarak melekleri ona “secde” ettirmiş,
Yaratılanların “en şereflisi” kılmış,
Diğer varlıklar onun emrine ve hizmetine vermiş,
Ve yeryüzünde “halife” kılmıştır.
Halife olarak yeryüzünü imar ve ıslah görevi verilmiş ve bu görevi yerine getirebilecek güç ve yeteneklerle donatılmıştır.
Bu görevi yerine getirirken iyilik ve kötülüğü kavrayıp bunlardan birini seçme yeteneği verilmiştir.
Bu sorumluluğuyla birlikte özgür kılınmıştır.
Olayları gözlemlemesi ve değerlendirmesi için ona göz, kulak ve kalp (akıl) verilmiş,
Bununla da yetinilmeyerek kendisine doğru yol gösterilmiştir.
Bunun sonucunda da “emanet” insana tevdi edilmiştir.
Sabretmiş,
Cömert davranmış,
Emanete sahip çıkmış,
Yaratanına kul olarak teslim olmuş,
İtaat etmiş.
Ve nihayetinde “Âlâ-yı illiyyîn” olarak yücelerin yücesi, mertebelerin en üstününe çıkarak meleklerden üstün olmuştur.
Bu süreçte insanın aşması gereken en önemli engel yine insanın kendisi olmuştur.
Bir imtihan varlığı olmasının gereği;
Zayıf,
Nankör,
Aceleci,
Açgözlü,
Çok cimri,
Sabırsız,
Tartışmaya çok düşkün,
Çok zalim,
Çok cahil,
Hırslı ve ihtirasla donatılmıştır.
Bunun sonucunda;
Kendisini yaratanı unutmuş,
Ahdinde/sözünde durmamış,
Arzusunun esiri olmuş,
Bilgisizce tartışmış,
Boş konuşmuş,
Böbürlenmiş, kibirlenmiş,
Ümitsizliğe kapılmış,
Cahillerden olmuş,
Dinle alay etmiş,
Şikâyetçi olmuş,
Emanete ihanet etmiş,
Fesat çıkarmış,
Kan dökmüş,
Gaflete düşmüş,
İsraf etmiş,
Kaba davranmış,
Kıskanmış,
Kötülüğü özendirmiş,
Yalancılardan olmuş,
Aldatmış,
Haram yemiş,
Hile yapmış,
Münafıklık yaparak ikiyüzlü davranmış,
Dünyayı ve dünya malını aşırı sevmiş.
Şımarmış,
Atalarının yanlışlıklarını taklit etmiş,
Sapıtmış,
Şirke ve küfre düşmüş,
Azmış,
Vahşileşmiş,
Zorba olmuş,
Zalim olmuş,
Zulmetmiş.
Ve nihayetinde “esfel- safilin” olarak aşağıların aşağısına düşmüştür.
28.04.2023
Süleyman Yapıcı
Günışığı Gazetesi