YERYÜZÜNDE FESAD ÇIKARARAK YAPTIKLARIMIZIN CEZASINI MI ÇEKİYORUZ?

İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler.[Rum: 41]

Bu yaşadığımız süreç içinde hiç bu ayeti okuyup tefekkür ettiniz mi?

Bu ayet, bugün karşı karşıya bulunduğumuz büyük ve kapsamlı kaosun sebeplerine dikkat çekiyor.

Ayette geçen fesad kelimesi; “bozulmak, çürümek/kokuşmak; sağduyudan/orta yoldan sapmak” anlamlarına gelir.

İsim olarak da “zulüm; çalkantı, düzensizlik; salgın hastalık, kuraklık, kıtlık” manalarında kullanılmıştır.

Fesad kelimesi; “tabii dengenin, sosyal düzenin ve ahlâkî yapının bozuluşunu” ifade eden bir terimdir.

İfsad ise; “bozmak, azdırmak, fesada uğratmak, fitne salmak, karıştırmak, kargaşalık çıkarmak” anlamına gelmektedir.

Kur’an’da “fesad/ifsad” kelimesinin geçtiği ayetlerde; bu düzen ve dengenin bozulmasını yahut bu dengeden çıkmayı ifade etmektedir.

Kâinatın düzeni tevhid ilkesine dayanmaktadır. Bunun aksi ise fesaddır. [Enbiya:22]

Fesad; belli bir düzen veya dengenin bozuluşunu ifade eder. [Neml: 34]

Fesad; yerleşik dinî anlayış ve ona dayalı düzene karşı çıkıştır. [A‘raf: 127]

Fesad; yerleşik hukukî ve ahlâkî kaideleri ihlâl etmektir. [Yusuf: 73]

Bu ayetler ışığında fesad; yerleşik düzeni bozucu bir tehdit unsurunu veya teşebbüsü ifade eder.

Kur’an-ı Kerîm, Allah’ın yeryüzünde hâkim kılmak istediği yaşama biçimine karşı çıkan girişimleri fesad/bozgunculuk saymaktadır. [Bakara: 11]

Bazı ayetlerde fesad kelimesi ahlakî çöküntü ve kötülükler için de kullanılmıştır.

Fesad; ölçü ve tartıyı eksik kullanmaktır. [Hud: 85]

Fesad; ekini ve nesli helâk etmektir. [Bakara: 205]

Fesad; akrabalık bağlarını koparmaktır. [Muhammed: 22]

Fesad; Allah’a isyan etmektir. [Yûnus: 91]

Fesad; israfla/aşırılıkla yeryüzünü bozmaktır. [Şuara: 151-152]

Fesad; orta yoldan, itidalden sapmaktır.

Fesad; bir şeyin istikametinden saparak yararlı halinden çıkmasıdır.

Fesad; başta küfür olmak üzere bütün isyan davranışlarıdır.

Fesad; Allah’a isyana kalkışmaktır.

Fesad; küfür içinde olup kâfiri dost edinme ve insanları Kur’an’a veya Peygamber’e imandan ayırma eylemidir.

Fesad; savaşı ve fitneleri kışkırtarak kan dökülmesine yol açmaktır.

Fesad; geçim kaynaklarını telef ederek ekonomik buhrana sebep olmaktır.

Fesad; nesillerin maddî ve manevî akıbetlerini mahvetmektir.

Fesad; Körü körüne taklitçilik yapmaktır.

Fesad; herhangi bir şeyi veya malî değeri faydalanılabilecek halden çıkarmak ve özellikle rabbine isyanla kendi nefsini mahvetmektir.

Fesad; cana, mala, ırza saldırmaktır.

Fesad; tarım ürünlerini ve insan neslini bozmaya teşebbüs etmektir.

Fesad; ilâhî düzeni ve halkın dirliğini ihlâle kalkışmaktır.

Fesad; zulüm, israf ve alçakça tutumları ile güzel ahlâkı bozmak ve berrak fikirleri bulandırmaktır.

Fesad; toprağın, havanın ve suyun kirletilmesidir.

Fesad; bitki örtüsü ve denizlerin zehirlenip yok edilmesidir.

Fesad; uyuşturucu ve cinsel sapıklığın yaygınlaşması, suç ve şiddetin artmasıdır.

Kısaca fesad; can, mal, nesil, din ve akıl güvenliğini tehlikeye sokan her şeydir.

Böylece fesad kavramı; âlemlerin yegâne rabbinin bedenî, ruhî, ahlâkî, itikadî, içtimaî, hukukî ve nihayet kevnî (kozmolojik) var oluş mertebelerinde belli bir denge ve ölçüye göre yaratıp öylece sürmesini dilediği fıtrî ve evrensel düzenin herhangi bir şekilde bozulmasını, kargaşaya sürüklenmesini ifade etmektedir.

Bizler adeta fesad çıkarma, ifsad etme yarışına girdik.

Kâinatın tek yaratıcı yöneticisi olan Allah’ın yarattığı düzeni bozmaya çalıştık.

Allah’ın peygamber aracılığıyla gönderdiği mesajı yalanladık.

Göklerde ve yerdeki imkân ve nimetlerin emrimize verildiğini unutup insan-tabiat denge ve ölçüsünü bozduk.

Tabiatı tahrip ederek üretme-tüketme yarışına girerek çevre felaketine yol açtık.

İlâhî ölçüleri ve buyrukları doğrudan veya kapalı bir şekilde inkâr eden dünya görüşlerini benimseyerek fıtrî dengeleri alt üst ettik.

Allah’a isyan ederek sınırı aştık, arzu ve heveslerimizi ilahlaştırdık.

Çeşitli bölgelerde haksız savaşlara, zalimce katliamlara ve barbarca tahribatlara yol açtık.

Gelecek olan nesillerin birikimlerini yok ettik.

İnsanların yaşama haklarına ve özgürlüklerine tecavüz ettik.

Ekonomik hayatı felce uğrattık.

Bozguncu fikir ve duygularla kitlelerin manevî dünyalarını yıktık.

Genel ahlâk ve hukuk ölçülerini tahrip eden ideolojileri benimsedik.

Bütün bunların yanında iyilik, güzellik, doğruluk ve adalet ilkeleri esas alınarak oluşturulmaya çalışılan düzene karşı çıkarak; kargaşa ortamının, düzensizliğinin, sömürü ve tahakküm düzeninin devamını istedik.

Böylece ayette belirtildiği gibi yeryüzünde fesad/bozgunculuk çıkararak yaptıklarımızın cezasını çekiyoruz.

Allah’a karşı nankörlükte direnen toplumu için, Hz. Musa gibi yalvarıyoruz;

“… İçimizden bir takım beyinsizlerin işlediği (günah) yüzünden hepimizi helak mi edeceksin? ...[A’raf: 155]

İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizleri helak etme Allah’ım.

13.04.2020

Süleyman Yapıcı

Günışığı Gazetesi